BU KAÇINCI ANAYASA? 04 Nisan 2021, 16:46
BU KAÇINCI ANAYASA?
" Anayasa, ülke üzerindeki egemenlik haklarının kullanım yetkisinin içeriğinde belirtildiği şekliyle devlete verildiğini belirleyen toplumsal sözleşmelerdir. Hans Kelsen'in normlar hiyerarşisine göre diğer bütün hukuki kurallardan ve yapılardan üstündür ve hiçbir kanun ve yapı anayasaya aykırı olamaz. Devletin temel örgüt yapısını kuran, önemli organlarını ve işleyişlerini belirleyen; ayrıca temel hak ve özgürlükleri tespit edip, sınırlarını çizen hukuk metinleridir. Toplumsal bir sözleşme niteliği taşır. Devlet faaliyetlerini ve oluşum biçimini düzenleyen yasa metnidir.
Anayasa, bir devletin yönetim biçimini belirtir. Toplumların ülke üzerindeki egemenlik haklarının, bireylerin temel haklarının hangi koşullar altında devlet tarafından kullanılabileceğini belirleyen temel kanunlardır. Devletin temel kurumlarının nasıl işleyeceğini belirler. Genel olarak genel hükümler, temel hak ve özgürlükler, bireylerin topluma karşı görev ve sorumlulukları ile yasama, yürütme, yargı gibi anayasal devlet organlarını tanımlayan bölümlere sahiptir. " Kaynak: Wikipedia
Evet, bugünlerde ülke gündemi yeni bir anayasa. Siyaset arenası bu konuyu tartışıyor.
Bu toplum Osmanlı'dan bu yana 5 kez anayasa yaptı. Kanun-u Esasi Osmanlı Devleti'nin ilk ve tek anayasası iken Türkiye Cumhuriyeti döneminde de 1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu, 1924 Anayasası, 1961 Anayasası ve son olarak da halen yürürlükte olan 1982 Anayasası. Bunlardan 1961 ve 1982 Anayasaları askeri darbeler sonrasında askerler marifetiyle yapıldı. Hulâsa ülkemizde anayasa tartışmaları yüz yılı aşkındır zaman zaman gündeme gelmiş, tartışılmış ve her defasında da yapılan anayasa herkesi memnun etmemiştir.
Oysa temel konu hukukun üstünlüğü, adaletin kayıtsız şartsız tesisi ve güdümsüz demokrasinin kurulması olmalıydı.
Siyasal partilerden hangisi iktidar olmuşsa hep o dönemde cari olan anayasayı diline dolamış, tartışmaya açmış hatta kısmi değişiklikler yapabilmiştir. Ama yine de kahir ekseriyetin razı ve memnun olduğu bir anayasaya toplum olarak kavuşmamız söz konusu olmamıştır.
18 yılı aşkın süredir ülkemizi yöneten Ak parti iktidarı da dönem dönem anayasanın değiştirilmesini gündeme getirmiş hatta iktidarı süresince bir çok değişiklikler yapmayı da becermiştir. Öyle ya, 2010 ve 2017 yıllarında yapılan halkoylamasına dayalı değişikliklerle devletin yönetim sistemini dahi değiştirmiştir. Fiili olarak kuvvetler ayrılığından kuvvetler birliğine yol açılmış dahası yönetim erkinin tek bir kişiye yani cumhurbaşkanına verilmesi sağlanmıştır. Ama bütün bunlara rağmen hala anayasadan memnun olmayan mevcut siyasal iktidarın en başta kendisidir.
Oysa nihayetinde yukarıda da zikrettiğimiz üzere hukukun üstünlüğü, adaletin kayıtsız şartsız tesisi ve güdümsüz demokrasinin kurulması bu ülkede bir türlü gerçekleşmemiştir.
2010 yılında anayasa değişikliğine giderken, muhalefet hukukun üstünlüğünün ortadan kalkacağını, meşru olmayan güçlerin adalet mekanizmasını ele geçirebileceğini ısrarla dile getirmesine rağmen buna itibar edilmemiş ve yapılan değişiklikle ne yazık ki Fethullahçı unsurların ülkenin adalet sistemine sızması hatta orada etkin olması gerçekleşmiştir. Bu daha sonra 2016 hain darbe girişimine kadar ortam ve fırsat oluşturmuştur.
2017 yılındaki değişiklikle de bugün yaşadığımız yönetim sorunlarının ortamı doğmuştur. Bugün ülkemizde uygulanan devlet yönetim modeli dünyada eşi benzeri olmayan bir tür yarı başkanlık sistemidir ama kuvvetler ayrılığı, hukukun üstünlüğü gibi temel evrensel hukuk düzeni söz konusu bile değildir. Düşünün ki en yüksek hukuk kurumu olan Anayasa Mahkemesi'nin kararını bir yerel mahkeme dikkate almayabilmiştir.
Jean-Jacques Rousseau,
" Yasama, yürütme yargı içiçe geçmişse, özgürlükler garantide değilse, anayasa yok demektir. Kuvvet kimdeyse o hakimdir. " der.
Clarence Darrow ise,
" Kanunlar elbiseler gibi olmalı, hizmetine girmesi istenen topluma uygun olmalı. " der.
Ve Thomas Jefferson da,
"Yasaların uygulanması, onların yapılmasından daha zordur. " diye ekler.
Esasen siz dünyanın en mükemmel anayasasını da yapsanız onu uygulayacak erdemli yöneticileri seçmezseniz hukuk sadece lafta kalır.
Ali Çiftel